23 Aralık 2008 Salı

Burası niçin Almanya değildir?

Engin Ardıç

Nazi Partisi iktidara darbe yaparak falan değil, seçim kazanarak, "legal" yoldan geldi. Dünya savaşında yenilene kadar da gitmedi.

İşte bu nedenle, Yahudi soykırımından Alman halkının çoğunluğu sorumludur.

Lakin, Nazi Partisi'nin programında, hele hele 1933 seçiminde ve daha önceki seçimlerin kampanyalarında bir "soykırım" projesi yoktu. Yahudi düşmanlığı mebzul miktarda vardı ama başta Hitler olmak üzere hiçkimse henüz "gaz odaları" kurmayı düşünmüyordu... (Bu o kadar böyledir ki, daha 1940 yılında bile parti yönetiminde Yahudiler'i "Madagaskar adasına göndermek" fikri ciddi olarak tartışılıyordu... Soykırıma, 1941 yılında ünlü Wannsee toplantısında karar verildi.)

Hitler'e oy vermemiş olanlar da soykırımdan sorumlu mudurlar?

Alman halkı topluca sorumlu tutulmuş, yankıları günümüze kadar süren bir suçluluk ve eziklik duygusu, işgalci Amerika tarafından halkın tümüne dayatılmıştır.

Fakat aynı Amerikan yönetimi, hemen başlayan soğuk savaşta eski SS görevlilerini Doğu Bloku'na karşı kullanmaktan utanmamış, onlardan yararlanmakta sakınca görmemiştir!

Hitler'e oy vermemiş olanlar da "susup oturmuş, başkaldırmamış olmakla" suçlanmışlar ve sorumluluğa ortak edilmişlerdir ki, o korkunç baskı ortamında başkaldırmamış olmayı eleştirmek ancak "Amerikan bönlüğüyle" açıklanır...

Peki Türkiye'de ne olmuştur?

Ermeni tehcirini uygulayan İttihat ve Terakki Fırkası, iktidara seçim kazanarak değil, darbeyle gelmiştir: Ünlü "Babıali baskını" ... Dünya savaşında yenilene kadar da gitmemiştir.

Halkın temsilcisi miydi? Hayır. Bürokrasinin partisiydi.

Halktan yeterli oy alabilir, seçim kazanabilir miydi? Hayır. Ne o, ne de onun mirasçısı olan CHP, hiçbir serbest seçimi kazanamamıştır, evet, hiçbirini...

Yani, gerek dünya savaşına girilmesinde, gerek Ermeni olaylarında, halkın "kollektif sorumluluğu" sözkonusu değildir. Sürgüne gönderilen Ermeniler'in üstüne çullanan alçaklar da belli illerin belli kasaba ve köylerinin çapulcularıdır, halkın bütününü bağlamaz.
Ermeni olaylarından birinci derecede Talat Paşa, Doktor Nazım ve Doktor Bahattin Şakir sorumludurlar.

İkinci derecede, emirleri uygulayan Teşkilat-ı Mahsusa yani gizli servis elemanları... Ayrıca, İttihat ve Terakki Fırkası'nın taşra yöneticileri, bazı valiler, bazı kaymakamlar, bazı mutasarrıflar (hepsi değil)...

Üçüncü olarak da, cinayetleri ve ırza geçme eylemlerini fiilen işleyen köy serserileri, ve de Ermeni malına mülküne ve parasına el koyan, bununla zenginleşen eşraf!
Bu pisliğe bulaşmayan her Türk'ün alnı açıktır.

Hele hele, "ben Allah'tan korkarım" diyerek bu işe karışmayı reddeden ak sakallılar, görevden alınma ve tutuklanma, hatta idam edilme pahasına İstanbul'dan gelen emirleri uygulamamakta direnen bazı memurlar, Ermeni komşusunu kendi canı pahasına kaçırıp saklayanlar, koruyup kollayanlar (bunun da cezası idamdı), "ermiş" mertebesine ulaşması gereken muhterem adamlardır. Anıları önünde saygıyla eğiliyorum.

Onların torunlarına da mı özür diletecekler? Pes.

Kaynak: Sabah 22.12.2008
http://www.sabah.com.tr/2008/12/22/haber,BDD2FCEBAE11493C8D8E1E1897D9C1B1.html

1 yorum:

Adsız dedi ki...

Adolf Hitler. Ressam olmak isteyen küçük bir çocuk nasıl olurda Dünyanın o güne kadar gördüğü en büyük işgal ve soykırım hareketine

başlar. Resimle uğraşamayınca farklı yetenekleri olduğunu keşfetmiş olmalı. Viyana Güzel Sanatlar Akademisi sınavına girdi ancak

başarısız oldu. Sonunda heryeri kana boyamıştır. Doğup büyüdüğü yerleri Yahudi düşmanlığı nedeniyle yakıp yıkmıştır.


Bugünkü reesamların çoğu onun başarılı olduğunu söylemiştir.Ancak ne olduda Hitler resimde ilerleyemedi ve girmek istediği yerlere

giremedi.Cevabı çok basitti.Para.Para o dönemde Almanya da söz edilmesi dahi gülünç bir şeydi.1. Dünya savaşından yeni çıkan Almanyada

insanlar yiyecek ekmek bulamıyordu.Ama birileri vardı ki onlar hala zengindi.Yahudiler.Yahudiler savaştan sonra Almanyada paşalar gibi

yaşıyor parayla istediklerini yapıyorlardı.İşte Hitler Yahudilere ilk nefreti o anda duydu.Ardından başka alanlara yöneldi ancak

başarılı olamadı ve orduya girdi.Orduda onbaşılıktan yukarıya çıkamadı.Acılarla dolu bir gençlik onu şiddete yöneltti.

1912'de Viyana'dan Münih'e geldi. 1914'de I. Dünya Savaşı çıkınca Hitler, Bavyera ordusuna gönüllü olarak girdi. Alman mağlubiyetinden

sonra Hitler, arkadaşı mühendis Feder ve altı kişi tarafından kurulmuş olan Alman İşçi Partisi isimli gizli bir fırkaya katıldı ve

kısa sürede bu fırkanın reisi oldu. Fırkanın adını NSDAP (Nationalsozialistische Deutsche Arbeiter Partei/ Nasyonal Sosyalist Alman

İşçi Partisi) olarak değiştirdi ve nüfuzunu arttırdı. Taraftarlarına kısaca "Nazi" ismi verildi. Kendisine de, taraftarları, rehber

anlamına gelen "Führer" lakabını verdiler.

1924'de Münih'ten hükümeti devirmek için teşebbüslerde bulundu fakat başarılı olamadı. Bunun üzerine 10 ay hapse mahkum edildi ve bu

zaman içinde "Mein Kampf" (Kavgam) isimli bir kitapta fikirlerini yazdı.

Seçimle işbaşına gelen Adolf Hitler kısa zamanda anayasa değişikliği hakkını elde etti. Hemen ardından diğer partileri yasakladı.

Almanya'da aşırı artık gösteren işsizliği savaş hazırlığı için kullanarak, iş sahası oluşturdu. Ülke genelinde büyük otobanlar inşa

ettirdi. Batı Avrupa ülkelerini ve Rusya'yı karşısına aldı.

Karşısındaki tek en büyük güç Amerika ve Rusya idi. Amerika diğer ülkelere yardım etmiştir.

1933 te iktidarı ele geçirince kolları sıvadı.Orduyu güçlendirdi.1.Dünya savaşının abartılı barış sözleşmeleri saldırgan bir devlet

doğurmuştu.Büyük Alman İmp.hayalleri kuran br adam NAZİ akımını başlatmıştı.Bavyerada başlayan bu hareket tüm Almanyaya yaılmıştı.Ve

Hitler iktidara gelmişti.Önce ülkeyi Solculardan temizledi.Sonra büyük katliama başladı.Yahudi katliamı.Bir çok yahudi göç etmek

zorunda kaldı.

Savaş sonucunda Almanya'nın yenilgisini gören Adolf Hitler karısı Eva Braun'la birlikte aynı anda siyanür hapı içip, önce Eva Braun'u

sonrada kendisini bir silah vasıtasıyla vurarak intihar etti.

Hitler ölmeden önce ikili vasiyetnamesini yazdırmıştır: Siyasi ve Özel Vasiyetname. Hitler'in siyasi vasiyetnamesi bir hınç

çığlığıdır. Ona göre; Almanya bütün milletler için bir zehir gibi tehlikeli olan Yahudileri ve Bolşevizm'i kovalamaktan asla

vazgeçmemelidir.

Hitler, savaşa girmekte haklı olduğunu savunuyor ve yenilgiden korkak yalancı generalleri sorumlu tutuyordu. Özel Vasiyetinde ise, tüm

hayatı boyunca topladığı sanat eserleriyle doğduğu şehir olan Linz'de bir müze kurulmasını istedi. Tüm şahsi mallarını partiye eğer

parti kalmamışsa devlete bıraktığını söylüyordu.

...

Siyonistler tarafından yapılan sayısız çağrılara rağmen, özellikle Almanya, Fransa, Amerika gibi ülkelerde yaşayan Yahudiler, bu

ülkelerin zenginliklerini sömürerek elde ettikleri yüksek yaşam düzeyini bırakıp İsrail topraklarına göç etmek istemiyorlardı. Onca

teşvike rağmen, Yahudi nüfusu Filistin topraklarında artmıyordu, aksine Yahudiler evlerin dönüyordu. Bunu engellemek için bir şeyler

yapmak gerekiyordu. Yapılan iş şuydu: Hitleri başa getirmek. Böylece Yahudilerin Filistin topraklarına gelmeleri sağlanacaktı.

Hitler bilmeden Yahudilere hizmet etmiştir. Her aşırıcılığın sonu budur, başka bir şeye hizmet etmek.. Aynen dinine hizmet ettiğini

sanan yobazlar gibi aslında onlar sadece Şeytan ın en iyi en sadık kulları olmuşlardır. Tanrının sözlerini bir kenara atarak Ayetleri

değil hurafeleri baş tacı etmektedirler. Halbuki bir yandan Ayetler dahi günün şartlarına göre düşünülmesi gerekirken. Onlar buna

karşı çıkacaklar ancak kendi yaptıkları asırlar öncesindeki günün şartlarına göre değiştirilmiş dine tapmaktan başka birşey değildir.

Tepki gösterdikleri şeyi kendileri yapmaktadırlar. Hemde Ayetlerin tersi yüzlerce yıl önceki hurafeleri baş tacı ederek.